İsrail Sinwar’ı da öldürdü Rehineleri konuşacak kimse kalmadı
Hamas’ın 7 Ekim saldırılarının arkasındaki isim olduğu iddia edilen Hamas lideri Yahya Sinwar’ın Çarşamba günü Gazze’nin güneyindeki Refah kasabasında İsrail askerlerince “tesadüfen” öldürülmesi kimilerinde sevince yol açsa da aslında yarattığı endişe hayli büyük.
İsmail Haniye’nin Tahran’da İsrail tarafından öldürülmesinin ardından liderliğe getirilen Sinwar, rehineler konusunda görüşülecek tek kişiydi. İsrail’in bu konuda dolaylı da olsa müzakere önereceği ya da başka teklifler götüreceği figür oydu. Şimdi rehineler Hamas’ın diğer mensuplarıyla belki de hiç irtibatı olmayan Hamas gruplarıyla birlikteler muhtemelen. Ya kayıplar, ya öldüler ya da yaşıyorlar. Başka bir seçenek yok zaten. Durum iyice belirsizleşti yani. Nitekim, Sinwar’ın öldürülmesinden hemen sonra Hamas’tan yapılan açıklamada “rehinelerin asla bırakılmayacağı” duyuruldu.
Silahlarını bırakarak rehinelerin getirilmesine yardım eden Hamas üyelerinin bir tür af çıkarılarak yaşamalarına izin vereceğini söylemesi Netanyahu’nun da işin çıkmaza girdiğini düşündüğünü kanıtlıyor. Gelişme hem İsrail’i hem de Sinwar’ı barış görüşmelerinin önünü tıkamakla suçlayan rehine yakınlarının dikkatinin Netanyahu’ya dönmesine yol açtı. Sinwar’ın ortadan kaldırılmasının bir barışın önünü açabileceğini düşünen rehine yakınlarının baskısı “artık barışı yapabilecek durumda” olduğuna inandıkları Netanyahu’yu iyice zora sokabilir. Bu yanıyla Sinwar’ın katli 12 aydır süren savaşta bir dönüm noktasıdır.
Sinwar’ın Refah’ta öldürülmesi, çatışmanın ilk aşamalarında olduğundan çok daha az planlı olsa da İsrail birliklerine karşı koymaya devam ettiğini gösteriyor. Aynı zamanda, Sinwar’ın bir aprtman katında öldürülmesi, Hamas liderleriyle, militanlarının pek de İsrail’in iddia ettiği gibi tünellerde saklanmadığını da ortaya koydu. İsrail bu bahaneyle Gazze’de tünel olduğunu sandığı her yeri bombalayarak binlerce sivili öldürdü, malum. Hamas’ın büyük bir tünel ağına sahip olduğu, tünellerin hem sığınak olarak hem de manevra olanağı sağlayarak örgüte direnme şansı verdiği doğru. Ancak Hamas’ın hiçbir lideri bu tünellerde ölmüş değil.
Sinwar’ın öldürülmesi Gazze halkını daha fazla zor duruma sokmayacak tabii ki. Çünkü zaten olabilecek her türlü zorluğu yaşıyorlar. Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus “Gazze’de neredeyse herkes açlık çekiyor” diyerek gerçeği gözler önüne seriyor.
ÜÇ İSİM ÖNE ÇIKIYOR
Sinwar’ın ölümünden sonra Hamas’ın yeni liderini duyurması bekleniyor. En güçlü adaylardan biri halen Katar’da yaşayan, 1996 yılında Hamas’ın sürgündeki siyasi lideri olan 68 yaşındaki eski Hamas siyasi büro lideri Halid Meşal. Ürdün’de İsrail ajanlarınca sokak ortasında zehir enjekte edilerek öldürülmek istenmiş ancak kurtulmuştu. Bu suikast girişiminin hikayesi bir kitap olarak basıldı batıda.
İsrail’de yayınlanan Jerusalem Post gazetesi, Sinwar’ın küçük kardeşi Muhammed Sinwar’ı muhtemel halef olarak gösteren kaynaklara dayandırdığı bir haber yayınladı. Haberde Muhammed’in Hamas’ın askeri kanadında üst düzey bir komutan olduğu, on yıllardır İsrail’e karşı faaliyetlerde bulunduğu belirtiliyor.
Hamas’ın Bölgesel Politbüro Başkan Yardımcısı, 1960 doğumlu Halil el-Hayya da bir diğer aday.
Hamas için elbette büyük bir kayıp oldu Haniye ile Sinwar’ın katledilmeleri. Ancak örgüt güçsüzleştirilse bile varlığını sürdürecek.
Çünkü artık Gazze, tamamıyla Hamas demek.